Adalar küçülüyor, Göl büyüyor

  BEYŞEHİR - Beyşehir Göl, Doğa ve Çevre Koruma Derneği Başkanı Bekir Sami Tan, gazetecilere yaptığı açıklamada, bu yıl kış mevsiminin bol yağışlı geçmesi ve Gembos derivasyon kanalı vasıtasıyla sularını sürekli olarak Beyşehir Gölü’ne boşaltan barajın da olumlu etkisi sonucu gölde su miktarının önemli ölçüde yükseldiğini bildirdi. Beyşehir Gölü’ndeki su seviyesinin geçen seneye göre yaklaşık 50 santim yükseldiğini, dağlardan eriyen kar suları ve ilkbahar dönemindeki yağışlarla birlikte su miktarının bir 60 santim daha yükselmesini beklediklerini dile getiren Tan, “Geçen yıllarda hasta gözüyle baktığımız Beyşehir Gölü suların yükselmesi ile birlikte iyileşti ve güzelleşti, hastalıktan kurtuldu, doğa da kendini yenileme imkanı buldu.”dedi.  Beyşehir Gölü’nde su seviyesinin eriyen kar suları ile birlikte her geçen gün yükseldiğini buna bağlı olarak bünyesindeki adaların yüzölçümünün de değişken hale geldiğini aktaran Tan, şunları kaydetti:  “Beyşehir Gölü’nde irili ufaklı 33 ada bulunuyor. Adaların yüzölçümünün yükselen sulardan etkilenmesi en çok küçük adalarda kendini hissettiriyor. Tur düzenlenen Yılanlı Adası’nın önemli ölçüde küçüldüğünü görüyoruz. Beyşehir kıyısındaki merdivenlerinde gölü izlemek için konulan oturma banklarının bulunduğu aşap köprü ile ulaşılabilen minyatür Alaadden Keykuat Adası bile oldukça küçüldü. Suların yükselmesi nedeniyle merdivenlerdeki banklar da kaldırılarak adanın üst kısmını çekildi. Ayrıca, suların yükselmesi ile birlikte kıyıdaki birçok iskele sular altında kaldı. Yat işletmecileri, sahildeki iskeleleri sürekli olarak yükseltmek zorunda kalıyor.”dedi.  Beyşehir Gölü’ndeki su miktarının artmasının doğa, çevre ve balıkçılık yönüyle de birçok olumlu etkilerinin olduğunu anlatan Tan, “Göl sularının yükselmesi ile birlikte yüksek dalgalar oluşmaya başladı. Gölün içerisindeki ot, kamış ve pislikler de temizlenerek kıyılara vurmaya başladı. Yani, göl kendi kendini şu an temizliyor. En önemlisi gölde nesli kaybolmaya yüz tutan göğce, kızılkanat ve yağ balığı dediğimiz türler yeniden gözlenmeye başladı. Geçmiş yılların en çok sevilen bu balıklarının görülmesi gelecek adına da bizlere umut veriyor. Beyşehir Gölü, geçtiğimiz yıllarda yaşanılan kuraklıktan kurtuldu. Göl sularının yükselmesi, doğadaki değişimler bizi bu konuda sevindirirken, gölümüze bugün eskisinden daha çok sahip çıkmamız gerektiğini, daha iyi korumamız gerektiğini de unutmamız gerekiyor.”dedi.