Başkan Bayındır, mimarlarla bir araya geldi
BEYŞEHİR - Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, Beyşehirli mimarlar ile istişare toplantısı yaptı.
Beyşehir belediyesi meclis salonunda yapılan toplantıda Başkan Adil Bayındır ve ilçede bulunan mimarlar ile birlikte şehir planı konusunda istişare toplantısı düzenlendi. Yapılan toplantıda Beyşehir’in turizm alanları, Karaburun plajının projesi, Adliye binasına yapılacak olan Home ofisler, Huzur evi, kreş ve engelliler için sosyal tesisler gibi projeler hakkında fikir alışverişi yapıldı.
Beyşehir’in şehir planlamasını Beyşehirli mimarların yapması gerektiğini belirten Başkan Bayındır toplantıda yaptığı konuşmada, “Bu şehri bu şehrin mimarları şekillendirsin. Bu memleketin derdini bu toprağın çocuğu anlar. Bizlerin bu şehrin insanına hizmet borcu var, bu şehir hepimizin” dedi.
Beyşehir’de üniversiteli sayısı artacak
Belediye Başkanı Adil Bayındır, mimarlar ile yaptığı toplantıda ilçedeki üniversiteli öğrenci sayısının artacağını belirterek şu açıklamalarda bulundu.
Başkan açıklamasında, “Mimarlarımız, plancılarımız şehrin hakkında fikirlerimizi söyleyip tavsiyeler aldık. Bundan sonra sizlerle omuz omuza iyi şeyler çıkartalım. Üniversite başlı başına bir proje hepiniz biliyorsunuz. Beyşehir’in yarını aslında, en önemli yerlerden birisi, Allah razı olsun Ali Akkanat’tan. Bu bizim bir yurt, bir bina olarak yapmaya başladığımız yeri bugün bir kampüs haline getirdi. Bizim de o zamanlar arazi hadiselerinde sıkıntılar yaşadık. İstimlak yeri olarak iyi oldu. İnşaat sezonu başladıktan sonra projenin sahibi Ali Babaoğlu bir kütleyi çözecek. Bu sene, hedef üç kütle, yaklaşık zaten 4 bin öğrenci var. Bu sayı 8–9 binleri bulursa, üniversite bir ilim yuvası olacak. İnşallah iyi bölümler de açılacak. Bu bölgenin çocuklarının okuyabileceği veya nereden gelirse biz o zaman bu üniversite ile beraber şehri dediğimiz çerçeve de hazırlayabilirsek, talep edilen önemli bir okul haline gelecek” dedi.
“Talepler doğrultusunda projeler üretiyoruz”
Huzurevi dediğimiz eski tabirle şimdi yaşlı bakım evleri, rehabilitasyon merkezi, engelliler için çocuklar için kreş aynı zaman da bir bütünlük sağlayacağını söyleyen Başkanımız Bayındır, "Bir fikir var orada gençlik en yeni doğanlar kreşe gidenler bir de yaşlılar. İnsan hayatının tezahürleri bunlar. İçinde engelliler olacak belki yarın ben engelli olacağım bilemem ki, kimin ne olacağını Mevla bilir. Bunun haricinde bir bütünlük olsun orada, o alanı bir kampüs gibi planlayalım düşüncemiz var. Kreş hocalarımız var onlarında güzel heyecanları ve talepleri var. Beyşehir’de düşüncesi olan arkadaşlarımızın, benim aklıma şöyle bir şey geliyor. Deyip tasarladığı, heyecan duyduğu, bu olursa Beyşehir’e iyi olur dediği projelerde olabilir. Biz bunlarla ilgili taslaklar yapılsın, onun üzerinde yorumlar yapılsın istiyoruz."
Avukatlardan home ofis talebi
Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, yeni adliye binasının yanında bulunan, belediye ait arsanın avukatlara home ofis ve sosyal alanlar yapılacağını belirterek, “Adliyenin yanında ne yapmak lazım bana göre ofis yapmak lazım Home ofis gibi yani avukatlar için baya da talep var. Ha bire ne zaman, ne zaman diye soranlar var altına da bir kafeterya restoran bir bölüm çözmek lazım altına. Bu konuyla ilgili bir çalışma yapalım” şeklinde konuştu.
Aradığınız kriterlerin hepsi Beyşehir’de var
Türkiye’de bulunan tüm coğrafi güzelliklerin ve tarihsel alanların hepsinin Beyşehir’de bulunduğunu söyleyen Başkanımız Bayındır ilçenin bu özelliklerine göre şekillenmesi gerektiğini vurguladı.
Başkanz “Bursa’da Uludağ da kayak merkezi düşünürsünüz, işte yeşildir, dağdır, ormandır, dersiniz gidersiniz. Çankırı’ya Ilgaz dağını derler, gidersiniz. Antalya’ya Bey dağları derler, deniz derler, plaj derler ama Beyşehir’de bunların hepsi var.
Kriter sayısını liste halinde UNESCO koysun, kim koyarsa koysun. Dünyanın bütün örgütleri yani bu su politikasından, doğa politikalarına kadar hangi kriter aranıyorsa Beyşehir’de bu var. Mağara ise mağara, kanyon ise kanyon var, ada ise ada var, öyle bir tane de değil, saysan 34 tane ada var. Küçük olanı var, büyük olanı var, köy olanı var. Bunlar önemli şeyler, tarihteki değerler açısından bakarsak bütün medeniyetleri yaşayan bir şehir, üstelik bizim ecdadımızın da çok önem verdiği Anadolu’nun ilk yerleşim yerlerinden boyların, soyların ilk geldiği yerlerden biri Beyşehir. O yüzden, Beyşehir’de hangi kriteri ararlarsa onu bulurlar.
Beyşehir de kriter sayısı Dünya ölçeklerinin hepsini yerine getirecek kadar kıymetli yani milattan çok öncesinde ilk çağdan orta çağdan gelin, böyle bütün çağların hepsinin bir değeri var. Bunun Beyşehir’de de karşılığı var. Ben sizden proje anlamında, fikir anlamında, bilgi anlamında destek istiyorum. Bir elin nesi var iki elin sesi var.”
Beyşehirli çocuklarımızın arkasını arayacağız
Başkan Bayındır, Ülkenin dört bir yanında üniversite okuyan Beyşehirli çocuklarımıza destek vereceklerini belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Okullar da söylediğim laf bu yeter ki bu çocuklarımız okusun! Ama bunları geri getirmenin yollarını arayalım. Herkes bu sayının içinde olmayabilir. Ben İstanbul’a yerleşeceğim der, ben Ankara’ya yerleşeceğim der, ben İzmir’e yerleşeceğim diyebilir. Bu yaz planlama dâhilinde çocuklarımız nerede okuyor. Bütün bunları Milli eğitimle görüşerek o çocukları gidip yerlerinde ziyaret edeceğim. Belli dönemlerde ziyaret edeceğim. Çocuklarımızın okuyamayanları vardır. Burs konusunda Allah razı olsun zenginlerimiz var. Destekleyenlerimiz var. Vakıflarımız var. Ali Akkanat gibi iş adamlarımız var. Mesela Ali beyin bursunu alıp devletin çok önemli noktalarında olan çocuklarımız var. Bunu söylerken hepsi Beyşehir’e gelsin demiyorum. Devletin önemli yerlerinde de görevleri olsun. İlla mimar ve mühendis açısından söylemiyorum. Memleket çocuğunun zararı olmuyor. “Uzanan dallar uzanan kollar bizim olsun” hep dediğim bu zaten, gittiğiniz zaman onla konuşmanız daha farklıdır. Dertleşiyorsunuz, şunu istiyorum dediğin zaman resmi davranmıyor. Nereyi istediğini bildiği için o da sen gibi düşünüyor. Bunların örnekleri var, İsmail Üzmez toprağımızın çocuğu, Milli Parklar Genel Müdürü oldu şimdi, ona derdimizi daha kolay anlatıyoruz. Bu bölgenin çocuğu bir yerlerde olsun, burada olmuyorsa devletin önemli kademelerinde olsun. Dediğim bu, iddiam bu, arzum bu!”
Bizlerin bu toprağın insanına borcu var
Bayındır, “Sizler buradasınız, bu toprak sizin, bizim, hepimizin, bizlerin bu toprağın insanına borcu var. Mesleki yönden ben size öncelikle başka yerlere yerleşmediğiniz, buraya geldiğiniz için teşekkür ediyorum. İstanbul’da, İzmir’de okuduğunuz okullarda kalabilirdiniz. O bölgeden gelmeyebilirdiniz. Hep söylediğim bir şey var eğitim görenler geri dönerse bu şehri ayağa kaldırmak daha kolay olur. İşte siz onlarsınız, ben onun için hepinize minnettarım. Teşekkür ediyorum. Gidip oralarda da olabilirdiniz. O hayatın içinde de olabilirdiniz. Bitmiş şehirlerde de yaşayabilirdiniz. Attığınız adımla her yere varabiliyor olabilirdiniz. Antalya, İstanbul olurdu, Ankara olurdu, İzmir olurdu, Bursa olurdu örnek veriyorum. Sorunları çözülmüş şehir olurdu. Ben sizlerin tercihinizi takdir ettiğimi söylemek istiyorum. Gelmeniz şehrime döneceğim demeniz, bana göre çok güzel bir şey ben içinizdeki değerleri biliyorum. Gitseniz bir yerlere farklı olurdu. Hem ekonomik yönden farklı olurdu, hem ortaya koyduğu projeler yönüyle iddialı olurdu. Burada ne yapıyorsunuz. Dar sahada top oynamaya çalışıyorsunuz. Futbol da bir laf vardır, “Dar alanda kısa pas’’ uzun paslarda da var tabi, büyükler uzun paslarla büyümüşler. Sizden farklı değil onlar. Orada da durabilirdiniz orada da yaşayabilirdiniz. Sizlerin nelerle muhatap olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Adam gelir düz bakar, ya ne olacak çizilmiş işte der basit bir fatura der ona göre emeğinizi bilmezler. Bunu söylerken şunu söylemeye çalışıyorum. O yüzden aldığınız kararı ben takdir ettiğimi söylemek için anlattım” dedi.
Toplantı sonrasında Başkan Bayındır, Hizmet etmek sahadaki eleman ile olur. Takdir etmekte halktan olur. Ben bu felsefeden çıkmadım çıkmayacağım da, hele 70’den sonra beklediğim tek bir şey var, biz tartışalım doğru karar alalım. Bu şehrin meselelerini beraber çözdük diye de ortak olalım. Yani sahip olalım, siz sahip olun benim 10 sene daha yaşayacağımı Mevla bilir veya 5 sene, yarınımı bilmiyorum. Bildiğim bir şey var. Giderken bile bir şey… Giderken bile bir şey… diyerek, şehrin insanına hizmet konusunda emrine amade olduğunu belirtti.