Has Parti Konya Milletvekili Adayı Ali Şanal, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine tepki gösterdi.
Şanal, yaptığı yazılı açıklamada, bir platform kuran bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yaptığı ortak açıklamayı eleştirdi.
Şanal, şu değerlendirmelere yer verdi:
“Beyşehir ve bölgemizin önü açılmış iken, bugününü düşünen, yarınlarının önüne engel koyan, önünü göremeyen bazı sivil kuruluş örgütleri başkanlarına yazıklar olsun.
Beyşehirli vatandaşlarımın dikkatine diyorum. Bu başkanlar kimlerin oyları ile başkan oldular? Yarın seçim olsa bunların AKP’ye de oy vermeyeceklerini herkes biliyor. Peki, bu kardeşlerimizin bir hesabı mı var? Kenan Evren de bir zamanlar ‘Turgut Sunalp’a oylarınızı verin’ dedi. Fakat şerefli Türk milletimiz ona kızarak Rahmetli Özal’a oylarını verdi. Özal da bu memleketi yıllarca başbakan, cumhurbaşkanı olarak idare etti.
Ben HAS Parti milletvekili adayıyım. Seçilmesem de 7 nci sıradan adayım. Beyşehir ve yöresine verilen değer sıralama ile olur. Bu değeri benim partim vermiştir. Benim AK Parti ile bir problemim de yok. Ama, kurtuluşu oda başkanlarında arayan bu siyasi ilçe teşkilatına da yazıklar olsun. Bu hatayı AK Parti İlçe Teşkilatı ve ilgili oda başkanlarından bölge adına özür dileyerek düzeltmelerini istiyorum. Kendilerini bu makamlara seçen hemşehrilerimden de destek bekliyorum. HAS Parti’nin önünü kesemeyecekler. Yarın onlar da bizimle beraber olacaklar. Çünkü AK Parti miadını doldurmuş ve son iktidar seçimine giriyor.
Biz herkesi seviyoruz, bölgemize hizmetten başka bir şey de düşünmüyoruz. Güneş doğuyor, devran dönecek”
STK’ya MHP öfkesi
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Beyşehir İlçe Başkanı Yusuf Erdoğan, bazı sivil toplum örgütü temsilcilerinin bir siyasi partinin milletvekili adaylarına destek verilmesi çağrısına tepki gösterdi.
MHP İlçe Teşkilatı’nda partili belde belediye başkanları, il genel meclis ve belediye meclis üyelerinin de katıldığı bir basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Beyşehir Ticaret Odası’nda bir araya gelerek ortak basın açıklamasında bulunan bazı sivil toplum örgütü temsilcilerini ağır sözlerle eleştirdi. Yaşananları vatandaşların demokratik iradelerine ipotek koymaya yönelik davranış olarak nitelendiren Erdoğan, “Türkiye’nin kaderinin oylanacağı 2011 milletvekili genel seçimlerine bir ay kadar bir süre kaldığı şu günlerde, kendileri demokrasinin bir ürünü olan ve tüm toplumu kucaklamakla görevli bulunan sivil toplum kuruluşlarının, hiç de demokratik olmayan, Beyşehirli hemşehrilerimizin demokratik iradelerine ipotek koymaya yönelik, arkasında kimlerin ve nelerin olduğu konusunda şüphelerle dolu olan bir basın açıklamasını duymuş olduk”dedi.
Erdoğan, açıklamayı yapan sivil toplum kuruluşlarının üyelerinin, başkanlara bu yönde bir yetki verip vermediği sorusunu yönelterek, şöyle devam etti:
“Öncelikle şunu sormak gerekir ki, açıklamayı yapan sivil toplum kuruluşlarının, yapılan açıklamadan haberi olmayan üyeleri, bu başkanlara böyle bir yetki vermişler midir? Eğer vermemişlerse, o sivil toplum kuruluşlarının gelecek kongrelerinde kendilerinin seçim kazanacağına dair birileri bir garanti mi veriyor?
“DERHAL İSTİFA ETSİNLER”
Bu sivil toplum kuruluşlarının değerli başkanları eğer seçimin sonucu konusunda kendilerinden bu kadar emin iseler, temsil ettikleri kurumların başkanlarından derhal istifa etsinler ve ellerine AKP bayraklarını alıp kapı kapı dolaşarak AKP’ye oy toplasınlar. Bu daha demokratik bir tavır olur”
Erdoğan, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Beyşehir’de, iki tane AKP adayına destek isteyen bu kişiler, diğer partilerin milletvekili adaylarını Beyşehirli saymamak gibi bir hakka da sahip olamazlar. ‘AKP adaylarına oy verin’ demek, ‘Oktay Metli’ye, Ali Şanal’a oy vermeyin’ demektir. Peki bu insanlarla yüz yüze gelmek bundan sonra sizi utandırmayacak mı? Kendilerine söz hakkı geldiğinde birlik ve beraberlikten dem vuran, Beyşehir birliği konusunda ağız dolusu süslü laflar eden bu beyefendiler, Beyşehirli’yi kamplara bölmeye çanak tutarak kimlere hizmet ettiklerinin farkında mıdırlar? Ayıptır, günahtır. 9 yıldır Beyşehir’e bir hizmeti nasip olmayan AKP iktidarına bunun hesabını sormaları gerekirken, kendi işyerlerinden ekonomik kriz sebebiyle çıkarmak zorunda kaldıkları insanlarımız için üzüntülerini ifade etmeleri gerekirken, hatta başkanı oldukları sivil toplum kuruluşlarının üyeleri inim inim inlerken, basının karşısına geçip AKP iktidarına oy talep etmek, tam anlamıyla bir aymazlık ve vurdumduymazlıktır.”
Açıklamayı talihsiz bir açıklama olarak değerlendiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Görünen o ki, açıklamayı yapan bu başkanların hepsi, kendi kurumlarının üyelerinden habersiz, sormadan, danışmadan, kurumlarını siyasete sürüklemişler ve hem üyelerinin, hem de Beyşehir halkının hür iradesine ipotek koymaya kalkışmışlardır. Bizim endişemiz; bu tavırlar, Beyşehir’de bir bölünmeye, bir kamplaşmaya sebep olacaktır. Kişisel çıkar amaçlı olan ve Beyşehir’i hiç temsil etmeyen bu tavrı kınıyoruz.
“KİŞİSEL VE AKP ÇIKARLARI VAR”
Başlangıçta Beyşehir adına yola çıktığınızı ifade etmiş ve bizi de yanınızda görmek istediğinizi söylemiştiniz. Biz de doğru sanmış ve elimizden gelen desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade etmiştik. Çünkü Beyşehir için yapılan her güzel şeyin yanında olacağımızı daha önce söylemiştik. Ama, samimi değilmişsiniz. Siz Beyşehir için değil, kişisel çıkarlarınız ve AKP çıkarları için bir araya gelmişsiniz. Son açıklamanız bunu açıkca gösteriyor.
Size göre seçim bitmiş. O zaman gönderin o iki AKP’li arkadaşımızı Ankara’ya. Şimdiden başlasınlar hizmet etmeye. Zaman kaybetmenin anlamı yok. Boşuna sandık kurulmasın.
“AKP’NİN STK’LARI ELE GEÇİRME POLİTİKASI BEYŞEHİR’DE DE KENDİSİNİ GÖSTERMİŞTİR”
9 yıldır iktidarda olan AKP’nin sivil toplum kuruluşlarını ele geçirme politikasının Beyşehir’de de kendisini göstermiş olmasını, demokrasi adına üzüntüyle karşılıyoruz. Son referandumda ileri demokrasi yalanlarıyla halkı kandırıp AKP demokrasisini uygulamaya koyanların son eseridir bu tablo.
Bugün cevap verdiğimiz ve kınadığımız açıklamayı yapan sivil toplum kuruluşları şunu çok iyi bilsinler ki, bugünden itibaren sorumlulukları çok artmıştır. Bugünden itibaren o üyelerinin kendilerine verdiği koltuklarda rahat oturamayacaklar. Çünkü yaptıkları açıklamanın gereğini yapmak zorundalar. Bundan sonra da tablo aynen geçen 9 yıl gibi olursa, bunun hesabını bu millet, bu sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden soracaktır.”
Yusuf Erdoğan, açıklamasının son bölümünde ise Beyşehirliler’e şu sözlerle seslendi:
“Birlik ve beraberliğimizi, kardeşliğimizi birilerinin şahsi çıkarlarına feda edemeyiz. Bütünlüğümüzü kimse bozamaz. Bugüne kadar bu konuda Beyşehirli’ye yakışır şekilde asil davrandınız. Bundan sonra da, sizin demokratik düşüncenizi önemsemeyen, sizin sorunlarınızı değil, kendi çıkarlarını düşünenlere rağmen olgunluğunuzdan taviz vermeyiniz.”