Elektroşokla Avcılık Gölün Eko Sistemini Bozuyor
BEYŞEHİR - Beyşehir İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Nurettin Karşıyaka, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin en önemli tatlı su ürünü üretim merkezlerinden olan Beyşehir Gölü’nde son yıllarda elektroşok vb.usulsüz yöntemler ile avcılığın giderek yaygınlaştığına dair duyumlar aldıklarını, bu konuda kurum olarak kolluk kuvvetleri ile işbirliği halinde yürüttükleri çalışmalar olduğunu belirterek, “Bugüne kadar yaptığımız denetimlerde 2 kişiye suçüstü yaparak elektroşok yöntemiyle avlandığı gerekçesiyle yasal işlem yaptık.”dedi.
Göl üzerinde usulsüz avcılıkla mücadele konusunda aldıkları istihbarat çalışmaları doğrultusunda pusu faaliyetleri de icra ettiklerini anlatan Karşıyaka, yürüttükleri denetimlerle bu tür avcılığın önüne geçmeye çalıştıklarını söyledi. Bu konuda, denetim ve kontrollerin yanısıra balıkçılara yönelik bilinçlendirmeyle ilgili projeler doğrultusunda eğitim faaliyetleri yaptıklarını ve bu yöntemlerin yanlış olduğunun ve zararlarının kendilerine de anlatıldığını aktaran Karşıyaka, bu çalışmalara rağmen özellikle elektroşokla avcılığın yapılmaya devam edildiğine dikkati çekti.
Elektro şokla avcılık yönteminin uygulandığı kesimlerde bu yöntemle av faaliyetlerinin sadece oradaki balıklar değil, tüm canlıları etkilediğini ve gölün yapısına da zarar verdiğini anlatan Karşıyaka, “Gölde uygulanan akımın şiddetine göre 20-30 metrekarelik bir alandaki bütün canlılar ölüyor, yok oluyor. Avcılar, bayılan büyük balıkları toplayarak piyasaya sunuyor”dedi.
Beyşehir Gölü’ne bu yöntemle avcılığın birkaç senedir girdiğini tesbit ettiklerini de belirten Karşıyaka, birilerinin şok cihazını getirip avlanmaya başlayınca, duyanların da bu yöntemle avlanmaya başlayınca giderek yaygınlaştığı bilgisini aldıklarını söyleyerek, “Ağlarla avlanmak yerine biraz kolaycılığa kaçıyorlar, ama göle ve tüm canlılara çok büyük ölçüde zarar veriyorlar. Gölün eko sistemine zarar veriyorlar. Şok uygulanan bölgedeki canlıların yaşam alanı tamamen tahrip ediyorlar. Bu arada, bunun insanlara ve kendilerine de zararları oluyor. Bu yöntemle avlanmak kendileri için de ölüm riski ve tehlikesi oluşturabiliyor.”dedi.
Beyşehir Gölü’nde elektroşokla mücadele yönteminin en çok uğraştıkları yöntem olduğunu da aktaran Karşıyaka, özellikle göl kenarındaki sazlık alanların içerisinde avcılığın yapılmasından dolayı etkin mücadelede birtakım sıkıntılar yaşayabildiklerini anlattı. Karadan bakıldığında bu tür avcılık yapanların görülemediğini, göl üzerinde ise teknelerle sazlar arasına giremediklerinden bu kişilerin görülüp tesbit edilip yakalanmasının zorlaştığını aktaran Karşıyaka, “O yüzden, böyle sessiz pusu faaliyetleri ile takip etmeye çalışıyoruz. Ama, yakalanması gerçekten zor bir durum. Bu zorluklara rağmen gece gündüz demeden mücadeleye devam ediyoruz. Aynı şekilde güvenlik güçlerimiz de bunların takibini yapıyor. Bizim tavsiyemiz, balıkçılara bu tür yöntemlerle avcılığı kesinlikle yapmasınlar, bu hem kendileri için risk, hem de insan sağlığı için önemli, diğer konu da göldeki tüm canlıları yok ediyor. Beyşehir Gölü ise bizim her şeyimiz, canımız, ciğerimiz bölgemiz için olmazsa olmazımız.O yüzden, bu doğal güzellikleri korumamız, öldürmememiz lazım.”ifadelerini kullandı.
Bu tür yöntemle avcılık yapanların aslında bindikleri dalı kestiğine ve gelecek nesilleri düşünmediğine de vurgu yapan Karşıyaka, “Belki ilk aşamada fazla balık tutuyorlar, belki o gün için kendilerini karda sayıyorlar ama gölün geleceğini yok ediyorlar. Bizlere bu gölü bırakan atalarımız gibi, bizlerin de çocuklarımıza sürdürülebilir avcılık imkanlarıyla bırakmamız gerekiyor. Göl aslında, bizim değil gelecek torunlarımıza bizim bir emanetidir.”dedi.
Elektro şok yöntemiyle avcılığın nasıl yapıldığına ilişkin de bilgiler veren Karşıyaka, bu yöntemde kullanılan 12 voltluk aküye bağlanan şok cihazının bu akımı bin volttan 5 bin volta kadar yükselttiğinin söylendiğini belirtreke, “Böylesine bir akım göle uygulandığı zaman küçük canlılar zaten hemen ölüyor. Büyük balıklar ise birkaç saniye olarak uygulanan akımın şiddetine göre balıkları ya bayıltılar ya da öldürüp patlatıyor. Bayıltıp topladıkları balıklar da tüketime sunulduğunda insan sağlığı için risk oluşturabiliyor. Çünkü şokla avlanan balıklardaki protein yapısı ve et yapısı bozuluyor. Ayrıca vücutta kan oturması olduğu için balıklarda bir süre sonra siyahlaşmaya başlıyor. Uzun vadede bu balıkların tüketimi halinde insan sağlığına zarar verebilecek hale gelebiliyor. O yüzden bu balıkların bu yöntemlerle avlanmaması, vatandaşlarımızın da satın alırken dikkatli olması iyi araştırıp incelemesi gerekiyor.”dedi.
Elektroşokla avcılık yöntemine yönelik cezai yaptırımlarla ilgili de bilgiler veren Karşıyaka, “Sü Ürünleri Kanunu’na göre akü, dinamit, elektroşok vb.yöntemlerle avcılığın 4 bin lira cezası var. Daha önceden bu tür avcılık yapanlara hapis cezaları da öngörülüyordu. Ama, şimdi kaldırıldı, bilmiyorum, tekrar bu uygulama gelirse caydırıcı olur mu, sanki olsa iyi olur diye düşünmeye başladık.”dedi.
Karşıyaka, İlçe Gıda, Tarım v Hayvancılık Müdürlüğü olarak göl üzerindeki avcılık faaliyetlerinin takibi için değişik boyda teknelere sahip olduklarını ancak, sazlıklar arasına girebilmek için bu alanlarda çalışabilecek teknelere ihtiyaç duyduklarını ve bunun işlerini daha da kolaylaştıracağını belirterek, “Çünkü, bu işi yapanlar kano, filika gibi motorsuz çalışan kayıklardan yararlanıyorlar.”dedi.
Beyşehir Birliği, Göl, Çevre ve Doğa Koruma Derneği Başkanı Bakir Sami Tan da, elektroşok, jeneratör ve zıpkın gibi yöntemlerle avcılığın yasak olduğunu ve kanunlarla da bu yöntemle avcılığa izin verilmediğine dikkati çekerek, ilgili kurumlarla birlikte kolluk kuvvetlerinin de bu yöntemle avcılık yapılmaması konusunda işbirliği içerisinde mücadele yaptığını belirtti. Fakat, yasağa uymayan bazı avcıların bu yöntemle avcılığı özellikle sazlık kesimlerde kaçak olarak ve çoğunlukla havanın kararmasından sonraki saatlerde yaptığına dikkati çeken Tan, “Tüm canlıları komple yok ediyorlar, gölde üremeyi sağlayacak damızlık balıkların ölümüne sebep oluyorlar.Herkesin başına jandarma polis dikilemez ki, onlardan ricamız lütfen duyarlılık gösterip bu yöntemlerden vazgeçsinler. Kanaat ederek ağlarla avlansınlar, rızklarını temin etsinler. Çünkü, Beyşehir Gölü’nde balıkçılık da bitti. Ayrıca, bu tür yöntemlerle avcılık kendileri için de ölümcül riskler oluşturuyorlar. Nitekim böyle bir üzücü hadiseyi yaşadık. Böyle ölümler bir daha olmasın, acılar çekilmesin, çocuklar babasız, yetim kalmasın.”dedi.