Haber Detayı
21 Ocak 2011 - Cuma 00:28 Bu haber 4551 kez okundu
 
“Tarihi eserlerimizi turizme kazandıramadık”
Arşiv Haberi
“Tarihi eserlerimizi turizme kazandıramadık”

      BEYŞEHİR-Selçuk Üniversitesi (SÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Eski Çağ Tarihçisi Prof.Dr.Hasan Bahar, Beyşehir’deki Fasıllar ve Eflatunpınar anıtlarının uluslar arası önemde arkeolojik, tarihi ve turistik değeri sahip olduğunu belirterek, “Üzülerek söylüyorum, yıllardır tüm uğraşlarımıza rağmen tam olarak turizme kazandıramadık”dedi. Prof. Dr. Hasan Bahar, Selçuklu Devleti'ne başkentlik yapmasıyla bilinen Konya'nın Hititler'e de başkentlik yaptığını, kentin en eski adının da Luvice dilinde ''İkkuwaniia'' olduğunu öne sürdü. Prof. Dr. Hasan Bahar, yaptığı açıklamada, Anadolu'da hüküm sürmüş, ilk imparatorluğu kurmuş olan Hititler'in, özellikle su kaynakları ve su veren bereketli dağların yakınlarına dev kaya anıtları yaptıklarını söyledi. Bahar, bunlardan en önemlilerinin Beyşehir ilçesindeki Fasıllar ve Eflatunpınar anıtları olduğunu ifade ederek, ''Her biri uluslararası önemde arkeolojik, tarihi ve turistik değere sahip olan Eflatunpınar ve Fasıllar Anıtı'nı, üzülerek söylüyorum, yıllardır tüm uğraşlarımıza rağmen tam olarak turizme kazandıramadık'' dedi. 1996 yılında ise Konya'da Hitit kitabesi bulduklarını belirten Prof. Dr. Bahar, şunları kaydetti: ''Kent merkezinin güneyindeki Hatıp Mahallesi'nde bulduğumuz kitabeden yola çıkarak yaptığımız çalışmalar, bizi önemli sonuçlara götürdü. Yosunlarla kaplı bulduğumuz kitabedeki yazı, ancak güneşin doğduğu saatlerde okunabiliyor, çünkü kabartma yazı çok az belirgin. Zaten bu nedenle de bize kadar kimse bu kitabeyi bu yüzden bulamamış. Kitabede, 'Büyük kahraman Kral Mutavalliş'in oğlu kahraman kral Kurunta' yazıyor. Kitabeyi Konya'ya davet ettiğimiz eski çağ dil uzmanlarına da detaylı olarak incelettirdik. Aynı zamanda bu kitabe, Türk araştırmacılarının Anadolu'da bulduğu tek Hitit yazılı anıtı... Diğer Hitit kitabeleri 1830'lardan beri biliniyordu, burada kazı yapan yabancı bilim adamlarınca bulunmuştu.'' BİR BAŞKENT HER ZAMAN BAŞKENTTİR Bu sonuçları 1998 tarihinden beri uluslararası bilimsel dergilerde defaten yayınladıklarını ancak bu önemli keşfin Türk kamuoyunda o dönemde iletişim olanakları bu kadar fazla olmadığı ve bu denli farkındalığın olmaması nedeniyle yankı bulmadığını vurgulayan Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ayrıca Konya'nın o dönemde kullanılan Luvice dilindeki adının ''İkkuwaniia'' olduğunu kimse bilmiyor. Luvice Hitiler'den önce ve Hititler döneminde İç Anadolu'daki yaşayan Luviler'in kullandığı dil, bazı Hitit kitabeleri de bu dille yazılmış. Bizim ortaya çıkardığımız belki de en önemli bilgi, İkkuwaniia'nin bir Hitit başkenti olduğu... İnanılması zor görünüyor ancak bu durum gerçeğin ta kendisi... Tarihte bilinen ilk anlaşma olan Hititler ile Mısırlılar arasındaki Kadeş Barış Anlaşması'ndan önce, millattan önce 1200'lü yıllarda Kadeş Savaşı yapıldı. Hitit İmparotoru Mutavalliş'in oğlu Kurunta, Konya (İkkuwaniia) bölgesinin kralıydı. Başkent Hattuşaş'ta (Boğazköy) yaşayan imparator Mutavalliş, Kadeş Savaşı için ordularıyla birlikte güneye hareket etmeden önce, başkentin Kuzeydeki barbar kavimler tarafından yağmalanmaması için devletin evrakını, tüm hazinelerini ve devlet adamlarını 1285 yılında, daha güvenli olan Konya'ya taşıdı. Bugüne kadar sadece Selçuklu Devleti'ne başkentlik yaptığı şeklinde bilinen Konya, aslında Hitit İmparatorluğu'na da 10 yıl boyunca, yani milattan önce 1275 tarihine kadar başkentlik yaptı, imparatorluk buradan yönetildi. Hititler'in başkenti, Kadeş Savaşı'nın ardından yeniden Boğazköy'e taşındı.'' KAMUOYU BUGÜNE KADAR HABERDAR OLMADI Hitit Kralı Kurunta'ya ait olan ve kendisinin bulduğu çok sayıda bilimsel araştırmaya kaynaklık eden Konya Hatıp'taki kitabenin tanıtımının 15 yıldır yapılamadığını vurgulayan Prof. Dr. Bahar, ''Oysa şimdiye kadar daha büyük boyutlarda kopyası üretilip bu alanda sergilenebilirdi. Ancak şuna şükrediyoruz çünkü, bu alan balık tesisi yapımı için kullanılacaktı. Hemen bir rapor hazırlayıp bölgeyi sit alanı ilan ettirerek bu yeri tel örgüyle koruma altına aldık, tek kazancımız bu... 'Bugüne kadar bunu niye çıkıp kamuoyuna etkin bir şekilde açıklamadınız?' diye sorarsanız; o dönemde adeta çırpındık, ancak dönemin yetkileri bu konuda inanılmaz bir duyarsızlık içinde oldukları için sesimizi duyuramadık. Bu nedenle adeta bu anıta küsmüştük'' diye konuştu. Bahar, bu bölgenin derhal ciddi şekilde koruma altına alınması gerektiğini belirterek, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin ve Konyalılar'ın bu büyük kültür kazancına geç de olsa sahip çıkması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: Editör:
Etiketler: “tarihi, eserlerimizi, turizme, kazandıramadık”
Yorumlar
Haber Yazılımı