BEYŞEHİR - Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onaylamasının ardından Beyşehir Gölü Milli Parkı sınırlarının değiştirilmesi kararının Beyşehir yöresinde hayata geçmeyi bekledikleri bazı projelerin önünü açtığını söyledi.

Beyşehir Belediyesi Aralık ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi. 2018 yılının son toplantısına başkanlık eden Belediye Başkanı Murat Özaltun, meclis üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, 27 Kasım 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Beyşehir Gölü ve Kızıldağ Milli Parklarının sınırlarının değiştirilmesi kararına değindi.

Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü sınırlarında iki ayrı milli park olduğunu ve Beyşehir Gölü Milli Parkı’nın da bunlardan birisi olduğunu ve ülkenin sınırları itibariyle ikinci büyük milli parkı durumunda bulunduğunu hatırlatan Özaltun, sınır değişikliğinden önce Beyşehir Gölü çevresinde bulunan yerleşim merkezlerinde yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. Göl kıyısındaki mahallelerde vatandaşların kendi evlerinin bahçesine hayvanlarını beslemek için bir ahır veya besi damı yapamadığını, çatısını dahi tamir ettiremediğine vurgu yapan Özaltun, bölgede yaşanan sorunların sadece bunlardan ibaret olmadığını kaydetti.

"AYAĞIMIZDAKİ PRANGALARDAN KURTULDUK"

Beyşehir Belediyesi ile Konya Büyükşehir Belediyesi’nin de bölgede hayata geçirmeyi planladığı birçok projenin olduğunu ancak “milli park” engeline takıldığı için bugüne kadar bunların gerçekleştirilemediğinden yakındıklarını ifade eden Özaltun, devletin ilgili bakanlıklarının bile milli parklardan uygun görüş çıkmamasından dolayı ödeneği, projesi hazır olmasına rağmen pek çok önemli yatırımı devreye sokamadığını belirtti.

Yayımlanan karara göre, iki milli parkın sınırlarının tesbit edilen koordinatlara göre yeniden belirlenmesi ile Beyşehir’in pekçok prangasından kurtulacağını anlatan Özaltun, “1993 yılında bölgemizde ilan edilen milli park kararı, o tarihlerde davul zurna eşliğinde kutlamalarla karşılanmış, ama aradan geçen yılların ardından bölgemiz için sıkıntı yaratan pekçok pranganın farkına ancak günümüze gelindiğinde varılabilmişti. Gölyaka’da bulunan Kubadabat Sarayının orada Konya Büyükşehir Belediyemiz restorasyon çalışması yapıyor, yapmak istiyor yapamıyor. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız hemen İçerişehir mahallemizin kenarında yüzer balıkçı barınağı yat limanını yapmak istiyor, milli parklar olumlu görüş veremediğinden 2 yıl önce yapılması onaylanan yüzer balıkçı barınağı yapılamıyordu. Ayağımızdaki pranga o kadar çoktu ki, bir bakıyorsunuz sağ ayağınızda sol ayağınızda pranga, çalışma şartları çok zordu. O yüzden bu sorunların aşılması, milli park sınırlarının yeniden belirlenmesi için Konya milletvekillerimiz ile birlikte Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nü defalarca ziyaret ettik. Defalarca müsteşarlar üzerinden de ziyaretler gerçekleştirdik. Beyşehir’de misafir ettik. Orman Su İşleri Bölge Müdürümüz ile defalarca görüştük. Ama Allah’a şükürler olsun ki hep söylediğim bir konu var, azmederseniz hele bir de birlikte olursanız, çözülemeyecek hiçbir problem yoktur. Ve şükürler olsun ki medyaya da haber olarak yansıdı bu konu hepimiz biliyoruz. Cumhurbaşkanımızın onayı ile birlikte resmi gazetede ilan edilmesi ile birlikte vatandaşlarımıza artık milli parklar konusunda rahat bir şekilde müjdeyi paylaştık. Yeni sistemle birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanımızın oluru cumhurbaşkanımızın onayı ile milli parkların sınırlarının daralması gerçekleşti” dedi.

"DERDİMİZ GÖL KIYILARINDA BİNALAŞMA, YAPILAŞMA DEĞİL"

Özaltun, milli park sınırlarının daraltılmasının Beyşehir Gölü kıyılarında binalaşma ve yapılaşma anlamına gelmeyeceğinin de konuşmasında altını çizerken, şöyle devam etti: “Bizim amacımız, binalaşma, yapılaşma değil. Bizim derdimiz; göle kıyısı olan Kuşluca’daki ya da başka bir mahallemizdeki vatandaşımızın çatışındaki tamirini yapabilmesiydi, kendi kafasını sokabilecek küçücük de olsa bir ev yapabilmesiydi. Yeşildağ’daki kardeşimin kendi geleceğini kendi parasını kazanabilmesi için bir ahır yapabilmesiydi gayemiz amacımız buydu. Şu anda Cumhurbaşkanımızın onayının ardından artık yüzer balıkçı barınağı yat limanı projesi, izcilik projesi, Belediyemizin deniz feneri projesi gibi bazı projelerin de yapılacak imar planı tadilatlarıyla önleri açılmış oldu. Yani Beyşehir prangalarından bir tanesinden daha kurtulmuş oldu.”