Gölün sularını BSA kanalına akıtılmasına kumanda eden ve 15 gözü ve kapağı bulunan regülatör ve Taşköprü, bir asıra merdiven dayayan yaşına rağmen günümüzde de anıtsal güzelliğini muhafaza ediyor.Günümüzde, geceleri çevresine ışık saçmaya başlayan Taşköprü fotoğraf tutkunlarına da ilham kaynağı oluyor.
BEYŞEHİR-Beyşehir’in sembolü olan tarihi Taşköprü ve bünyesindeki regülatör, bir asıra merdiven dayayan yaşına rağmen hala dimdik ayakta duruyor. Yıllara meydan okuyan köprü ve regülatörü (düzenleyici) hem köprü, hem de baraj vazifesi görüyor.
Konya Ovası Sulama Şebekesi ile birlikte 1908-1914 yılları arasında inşa edilen Beyşehir Regülatörü, günümüzde, geceleri de çevresine ışık saçıyor. Geçtiğimiz yıllarda Belediye tarafından ışıklandırılan tarihi köprü, özellikle havanın kararmasından sonra yaydığı ışık ve renklerle fotoğraf tutkunlarına ilham kaynağı oluyor, görsel bir metaryel oluşturuyor.
Beyşehir Gölü’nün sularının BSA kanalına akıtılmasına kumanda eden, 15 gözü ve kapağı bulunan regülatörü bünyesinde barındıran Taşköprü, 40 metre uzunluğu, 6 metrelik eniyle taş mimari harikası eserler arasındaki yerini alıyor.
Anıtsal güzelliği bulunan Taşköprü, uzun yıllar öncesine kadar yaya ve motorlu araç trafiğine açık kalırken, paralelinde uzanan yeni bir köprünün inşa edilmesinin ardından günümüzde sadece yayalara hizmet veriyor. Tarihi köprü, Beyşehir Gölü’nün sularını Konya Ovası’na aktarma görevi yürütmesi nedeniyle Türkiye’nin tarım ambarı için de ayrı bir önem arz ediyor.
Araştırmalar, Taşköprü yapılmadan önce yerinde eskiden 7 gözlü bir köprü bulunduğunu ortaya koyuyor.
TARİHÇESİ DE İLGİ ÇEKİYOR…
Konya Ovası’nın sulanması açısından büyük önem taşıyan Taşköprü ve regülatörü, Konya Ovası Sulama Şebekesi ile birlikte inşa edildi. Tarih kitapları, sonradan Sadrazam olan Konya Valisi Avlonyalı Ferit Paşa’nın şebekeyi, Holtzman’ın etütlerine dayanarak, Anadolu Osmanlı Demiryolu Ortaklığı’na 850 bin reşat altınına yaptırdığını yazıyor.
Geniş bir tarım alanı olmasına rağmen yaşanan kuraklık nedeniyle Konya-Çumra Ovalarının sulanması projesine tarihte pek çok yöneticinin kafa yorduğu biliniyor. Konya Ovası’nın, Beyşehir-Suğla-Çarşamba üçlüsü sularıyla sulanmasına çok eski yıllarda birçok defa başvurulduğu kaydediliyor.
Bu konuda ilk girişimi 1876’lı yıllarda Çelik Mehmet Paşa’nın yaptığı anlatılıyor. Bu amaçla, Suğla Gölü’nü şişirmek üzere göldeki en büyük düden alan Arvana düdeninin kapatıldığı, ancak göl sularının Balıkova Boğazı’nı aşacak derecede yükselmesinin başarılamadığı belirtiliyor.
Bundan 55 yıl sonra ise Konya Valisi İzzet Paşa’nın bataklığı önlemek için Arvana Düdeni’ni açtırmaya çalıştığı ancak sonuç alamadığı kaydediliyor.
KURUKAFA MEHMET EFENDİ’NİN PROJESİ…
Bu girişimlerden uzun seneler sonra, Konya’nın bir yerleşimi olan Hayıroğlu Köyü’nden Kurukafa Mehmet Efendi’nin, (o dönemki adı Çarşamba Çayı olan) şimdiki adıyla BSA kanalına Beyşehir Gölü’nden sürekli su akışı sağlamak amacıyla çayın kaynağını incelediğinde, suyun Soğla Gölü’ne dökülerek yok olduğunu görünce harekete geçtiği anlatılıyor.
Kanal suyunu azaltmadan bu suyu Konya Ovası’na ulaştırmayı kafasına koyduğu belirtilen Kurukafa Mehmet Efendi’nin; gölün kuzey kıyısından bir kanal açmaya giriştiği anlatılıyor. Kuraklıktan bezmiş olan köylülerle birlikte Beyşehir Gölü’nin kuzeyine paralel olarak adıyla anılan Kurukafa Kanalı kazı çalışmalarının başlatıldığı, o dönemde kanal işçileriyle karşılaşan Konya Valisi Avlonyalı Ferit Paşa’nın ise çalışmanın ilgisini çektiği belirtiliyor.
Kurukafalı Kanalı’nın, eğim ve kesit bakımından elverişsiz olması nedeniyle gölden su akıtılamadığı, çalışmanın daha sonraki süreçte bu yüzden yarım kaldığı anlatılıyor.
KONYA OVASI’NI BEYŞEHİR GÖLÜ’NDEN SULAMA FİKRİ…
Sonradan Sadrazam olan Ferit Paşa’nın ise 1898 yılında Konya Ovası’nı Suğla Gölü’nden sulama yerine, Beyşehir Gölü’nden sulama fikrini hayata geçirmek istediği tarih kitaplarına geçiyor.
Bu konuda Holtzman’ın Anadolu Bağdat Demiryolu İnşaat Şirketi adına yapmış olduğu etütlere dayanılarak, bugünkü Konya Ovası Sulama Şebekesi’nin 1907 yılında Anadolu Osmanlı Demiryolu Ortaklığı’na ihale edildiği anlatılıyor. 1914 yılında 1.Dünya Savaşı çıkmadan önce tamamlanan şebeke ile birlikte Beyşehir’in sembolü Taşköprü ve bünyesindeki regülatörün de inşa edildiği kaydediliyor. Şebekenin 850 bin Reşat altınına malolduğu belirtiliyor.
Türkiye’nin devlet eliyle kurulmuş ilk ve en büyük sulama yatırımının da bu şebeke olduğu ifade ediliyor. Etüdlerinin 1904 yılında başladığı, 1907’de ihale edildiği, 1908-1914 yıllara arasında ise tamamlandığı belirtiliyor.
Günümüzde, hayata geçirilmeye çalışılan yeni yatırımlarla daha modern hale getirilmeye çalışan proje, halen Türkiye’nin tarım ambarı olarak nitelendirilen Konya Ovası’na hayat vermeye devam ediyor. |