DERBENT - Derbent Belediyesi Kültür Etkinlikleri Salonu’nda Konya İl ve Derbent İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün düzenlediği toplantıya Derbent İlçe Kaymakamı Arif Oltulu, Hüyük Kaymakamı Bayram Türker, Derbent Belediye Başkanı Hamdi Acar, Konya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Bitkisel Üretim Şube Müdür Vekili Salih Uysal, Derbent Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ahmet Arıcı, akademisyenler ve çiftçiler katıldı.
          İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ahmet Arıcı, Derbent’te son yıllarda özellikle meyveciliğin gelişmeye başladığını ve belli bir noktaya ulaştığını söyledi. Yörede yeni barajların faaliyete geçmesiyle meyveciliğin yeni bir ivme kazanacağını anlatan Arıcı, konuşmasında bölgenin tarımsal yapısı hakkında da bilgi verdi. Kayıt dışı arazilerle birlikte ilçede bulunan tarımsal alanın 80 bin dekara yaklaştığını ifade eden Arıcı, bunun 20 bin dekarında meyvecilik, tarla bitkileri ve sebzeciliğin yapıldığını dile getirdi. İlçenin marka ürünlerinden birinin de taze fasulye olduğunu vurgulayan Arıcı, üretiminin son yıllarda artarak 5 bin dekar alanda yapılmaya başlandığını, yılda 7 bin 500 ton ürün elde edildiğini kaydetti. Arıcı, ilçede 4 bin 600 dekar meyve üretim alanının 3 bin dekarında ise elma üretiminin yapıldığını aktardı.
        Konya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Bitkisel Üretim Şube Müdür Vekili Salih Uysal ise, Konya’ya gelmeden önce Konya’yı sadece buğday üreten bir il olarak bildiğini söylerken, “Geldiğimde özellikle meyvecilik de çok önemli bir sektör haline geldi. Önemli bir ivme kazandı. Konya’nın Türkiye’de önemli bir potansiyele sahip il olduğunu gördüm” dedi.
          Meyvecilikte özellikle kiraz üretiminde aldıkları son rakamlara göre, üretim açısından Konya’nın Türkiye birincisi konumuna yükseldiğine vurgu yapan Uysal, “Konya’da yıllık 54 bin 765 ton olan kiraz üretiminin son yıllarda Derbent ilçesinde de ivme kazanarak 100 ton seviyelerine ulaştı. Konya’da kiraz üretiminde Türkiye’de birinci sıraya geldik. Türkiye’de üretilen kirazın yüzde 8’ini Konya üretiyor. Alan olarak ifade ediyorum ve meyve üretiminde de yüzde 9 bu durum. Bu şu demektir; verimliliğimiz iyiye gidiyor. Bu yeterli mi, hayır yeterli değil? Biz ziraatçılar ve üreticiler olarak daha iyisini yapmak durumundayız. Çiftçilerimiz de, araştırma kurumlarımızla, diğer kuruluşlarımızla, özel sektörümüzle entegrasyonu sağlayarak gelişmeyi daha ileri seviyelere çıkarmak zorundayız” diye konuştu.
         Derbent Belediye Başkanı Hamdi Acar ise, Derbent ilçesinde bulunan mevcut 4 göletle birlikte dörtte birinde sulu tarımın yapıldığını belirterek, “Önümüzdeki dönemde her köye bir gölet projesi başlattık. Bu projelerin hayata geçirilmesi ile birlikte ilçede ilk etapta tarım alanlarının yarısını, sonra ise tamamına yakınının sulu tarıma elverişli hale getirmeyi hedefledik. Gerek rakım, gerek toprak kalitesi, gerekse havasından dolayı ilçede yetişen ürünler aroma yönünden çok farklı ve güzel” ifadelerini kullandı.
         Özellikle taze fasulyede marka haline geldiklerini, son yıllarda ise başta elma, kiraz ve çilek gibi meyvecilik ürünlerinde de söz sahibi bir ilçe konumuna gelme konusunda önemli mesafeler aldıklarını dile getiren Acar, “Artık bu meyvecilikten daha doğrusu, profesyonel çiftçilikten iyi para kazanacağımıza inanmaya başladık. Ve onun semeresini de almaya başladık. İlçemizde ciddi sayıda meyve fidanı toprakla buluştu. İnşallah bu fidanların meyve vermeye başlamasıyla birlikte çevremizdeki ilçeler kadar, belki daha fazlasını ilçemizde üretmeye başlayacağız” şeklinde konuştu.
         Derbent Kaymakamı Arif Oltulu da, Derbent bölgesinde yetişen tarımsal ürünler hakkında bilgi paylaşımında bulunmak üzere bir araya geldiklerini anlatarak, “Göreve başladığım süre içerisinde ilçemiz çiftçilerinin gelecek noktasında, modern tarımı nasıl yapabiliriz ve daha fazla gelir elde edilebilir noktasında bir çaba içerisinde olduk. Birçok sorunların olduğunun farkındayız bu noktada. Ama çok önemli gelişmeler oluyor. Son yıllarda modern tarım ve modern sulama üzerine birçok atılım yapıldı. Eksiklerimiz var. Gerçekten reçetemiz uzun ve emek istiyor. Ülke olarak modern tarımı ne kadar uygulasak da, hala geleneksel yöntemlerle tarımı yapıyoruz ve bu yöntemlerle pazara dönük değil, yaptığımız ürünleri pazarda satmak istiyoruz ama pazarın talepleri farklı oluyor, sürekli değişim içerisinde, tabii ki uluslararası boyut çok farklı. 3-5 yılda elmanın modelleri dahi otomobil gibi değişebiliyor. Bizim bu değişime ayak uydurmamız gerekiyor” dedi.