BEYŞEHİR - Selçuk Üniversitesi İmam Matüridi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Selçuk Üniversitesi Beyşehir Anamas Konukevi’nde düzenlenen sempozyumun protokol konuşmaları bölümünde kürsüye gelen SÜ İmam Matüridi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç.Dr.Recep Tuzcu,  Merkezin matüridilik ile ilgili araştırmaları değerlendirmek ve bu araştırmaların sorunları nelerdir, neler yapılması gerektiği ile ilgili ilk çalıştayını Şubat ayında gerçekleştirdiğini hatırlatarak, “İnşallah bu Çalıştay kitabımız yakında basılacak, sizlere ulaştıracağız” dedi.

          Konuşmasında, literatürlü sempozyumla kastetmek ve ulaşmak istedikleri amacın birinci çalıştayda tespit edildiği gibi hem merkeze güçlü bir kütüphane oluşturmayı hedeflemek, hem de bu alanda yapılmış, yapılmamış çalışmaları tesbit etmek olduğunu dile getiren Doç.Dr.Tuzcu, “Araştırmacıları buna yönlendirmek istiyoruz. İkinci olarak İmam Matüridi ve Matüridi Alimler Ansiklopedisi’nin bir alt temel çalışması gibi görüyorum ben.   İnşallah bunu bir proje haline getirip Matüridi Alimler Ansiklopedisi adıyla  bir ansiklopedi çalışması, arkasından da Matüridi Alimlerin kullandığı kavramlara ait bir ansiklopedi oluşturmayı hedefliyoruz. Tabi ilk önce  literatürü tesbit etmek, buradaki  çalışmaları ortaya koymak, daha önceden çalıştayda görev verilen hocalarımız  diğer oturumlarda özelikle bu Arap aleminde, yine Orta Asya’da, İran’da, yine yabancı dillerde İngilizce’de ve batı dillerde yapılan çalışmaları tebliğler olarak sunacak. Türkiye’deki çalışmalar da tebliğler olarak sunulacak. Aynı zamanda, bugün de sempozyumun aslında üç ayrı oturumunda Matüridi düşüncenin İslam alemine getirdiği sistemli bakış açısını değişik konularda uzmanları tarafından bir farklı tebliğlerle gündeme taşımış olacağız. Beyşehir de, böylece ilim adamlarının bu yapmış olduğu toplantı sayesinde bir ilim şölenine dönüşecek. İnşallah daha sonraki çalıştay  ya da sempozyumları yine buradaki ilim ve bilim adamlarının bize belirlediği doğrultuda, istişare sonucunda elde ettiğimiz neticeyi tekrar gerçekleştirmek üzere birarada toplanmayı hedefliyoruz. Yani istişare ile ilim adamlarının gösterdiği yol çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürmek istiyoruz” dedi.

        Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mustafa Şahin de konuşmasında; İslam dünyasının günümüzde, tarihin geçmiş dönemlerinde yaşandığı gibi  yine inanılmaz bir biçimde inanç ve düşünce sorunları yaşadığını belirtti. Bunun geçmişte belki daha ağır ve daha hafiflerinin yaşanmış olduğunu dile getiren Prof.Dr. Şahin, “İnanç, yani itikat temelli inanç  tamamen çizgisinden çıkmış,  tevhidi düşünceden uzaklaşmış  ve farklı mecralara kaymış…  Bir inancı bizim için değerli  ve anlamlı kılan, tevhid inancına, vahdete dayanmasıdır. Bunu bir yana koyuyorum; düşünce olarak da tabi inanç zeminini kaybettiğimiz için ve gündelik hayatımızı düzenleyecek hiçbir değer elimizde  kalmadığı için  o zaman  insani duygulardan  tamamen  arınmış,  geriye kalan  vasati duygularla  hareket eder hale gelmişiz. İçgüdüsel duygularla hareket eder hale gelmişiz. Bir işi yaparken; bu dini açıdan ne anlam ifade ediyor, günah mıdır, yasak mıdır izinli midir, değil midir, uygun mudur, hiç düşünmeden  o anki gündelik duygu ve düşüncelerimize göre  karşı taraftan  gelen etkiye tepki  olarak ortaya koyuyoruz… Bunlar maalesef  bugünkü İslam dünyasının  içine düştüğü  keşmekeşin, kaosun, zafiyetin, katliamların hazırlayıcılarıdır. Sebebi değildir, ama hazırlayıcısıdırlar.  Çünkü inanç olarak birbirinden uzaklaşmış, vahdetten kopmuş ve farklı farklı dinlere inanır gibi hale gelmiş olan İslam toplumu ki dinimiz tektir;  İslam’dır. Kimseyi itham etmiyorum;  bu da yanlış anlaşılmasın ama arada öyle duvarlar örülmüş ki, arada öyle mesafeler açılmış ki, siz sanıyorsunuz;   başka dinlerin mensuplarıyız. İşte bu inanç sorununu  bir çözmemiz gerekiyor bizim.  Akabinde saf, temiz, vahdet inancına  dayalı inanç zeminini düşünce dünyamıza  oturtmamız gerekiyor ve gündelik hayatımızda sorunlarımızı da bu çerçevede değerlendirmemiz gerekiyor. Hak, hukuk, adalet kavramını, etik değerler, insanların birbirine karşı gösterdiği saygı ve sevgi ondan sonra tesis edilmelidir. Bugün biz  Müslüman toplumlar olarak bütün norm değerlerimizi kaybetmişiz. Neye göre hareket edeceğiz, neye göre süreci yürüteceğiz kendi haline  bırakılmış, başıboş vaziyette yürümektedir. İşte bu açıdan işi aslına uygun,  köklerine döndürecek bir şekilde  yeniden ele almamız gerekiyor.  Tabii ki İslam tarihinde çeşitli  mezhebi akımlar oluşmuş, sahih mezhepler olarak tanımlanmış,  benim vazifem değil bunları burada tekrar etmek. Ama Hanefi Mezhebi anlayışı ve Hanefi mezhebine  mensup insanların ağırlıklı olarak benimsediği Matüridilik düşüncesi  bu coğrafyada  yaygın olarak kabul gördüğü için  o merkezli bir süreç yönetelim istedik  ve Allah’ının izniyle bugün bunun ikincisini yapıyoruz, devamı da gelecek inşallah” şeklinde sözlere yer verdi.

        İmam Matüridi ve Matüridilik literatürünün çok doğru bir başlık olduğunu konuşmasında vurgulayan Prof.Dr. Şahin, şöyle devam etti: “Ana konu Matüridi gibi gözükse de  burada aslalon şey;  neyi konuşacağız, bir ortak dili belirleyelim.  Literatürü tek zemine oturtalım, bugün insanlar diyorlar ki; ‘neyi konuşuyoruz ya da nece konuşuyoruz?’ Biri başka şey söylüyor, öbürü başka şey anlıyor; birisi başka şey kastediyor,  öbürü başka şey düşünüyor. Bu nedenledir ki doğru bir yerden başlanmış ortak bir literatürün, ortak bir dilin belirleniyor olması bu toplantıda büyük önem arz ediyor. Tabi  Allah’a şükredecek çok borcumuz var, bir üniversite çatısı altında ve cumhuriyetimizin kuruluşunun neredeyse 100. yılına geliyoruz bu tarihlerde böylesi olayların konuşuluyor olması büyük önem arz ediyor.”

        Konuşmaların ardından açılış konferansı bölümünde, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof.Dr. Ahmet Saim Kılavuz sunumunu gerçekleştirdi, yöneltilen soruları cevaplandırdı.